Herkesi rahatsız eden ve ilgilendiren birçok konuda yargılarımız ve önerilerimiz yine her zaman olduğu gibi, akıldan çok duygularla çözülmeye çalışılıyor.
*
Kadına uygulanan şiddet de bunlardan biri. Asalım, keselim, bu son olsun ve benzeri yaklaşımlar işe yaramadığı gibi, pratikte kişiyi tatminden başka neticeye vardıramıyor.
*
Olay çok yönlüdür. Önce şunu hemen kaydedeyim. Şiddet olayı asla yeni değildir. Bu asırlardır vardır ve nüfusun artması, iletişim kolaylıkları her gün önümüze getiriyor.
*
Şimdi sayısız nedenden sadece birini çok kısa yazacağım. Kadına bakış açısı ve geleneksel kültür yıkılmadıkça olaylar maalesef devam edecektir. Malum geleneksel gölden buyurun birkaç damla:
-Beş kız bir oğlanın yerini tutar mı ?. Oğlansız evde duman tüter mi ?.
-Bir evde iki kız, biri çuvaldız, biri biz.
-Kız doğuran tez kocar.
-Kız yükü, tuz yükü.
-Kızın var mı, derdin var.
-Kızını dövmeyen dizini döver.
-Oğlan doğuran övünsün, kız doğuran dövünsün.
-Oğlanı her karı doğurmaz, er karı doğurur.
-On beşinde kız, ya erde gerek, ya yerde.
-Kız evde olsa da elden sayılır.
-Kadının karnını sıpadan, sırtını sopadan uzak tutmayacaksın.
Ve hele: “DAYAK CENNETEN ÇIKMADIR” sözü, ancak akıl hastanesinden firar eden bir delinin saçmalığıdır ama, hem kullanılır hem de uygulanır.
NOTUMUZ: Arasam daha yüzleri geçer ama içim sıkıldı.
*
Şiirde bu, atasözünde bu, konuşmalarda bu.
*
Dindeki, yasalardaki, örf ve adetlerdeki şartlanmaları bilerek pas geçiyorum.
Kısaca önce bu kültür yenilecektir. Bu ülkede aksini kim iddia ediyorsa, dilediği televizyonda karşıma geçsin.